Esed rejiminin 14 yıllık mücadelenin ardından yıkılmasıyla Suriye’de başlayan yeni dönemde öne çıkan iki sorun olan terör örgütü SDG/PKK ve İsrail sorunu, çözüm yoluna giriyor. 11 Kasım’da ABD’nin başkenti Washington’ı ziyaret eden Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Suriye’nin DEAŞ terör örgütüne karşı kurulan Uluslararası Koalisyon Güçleri’ne (UKG) katılmasıyla beraber SDG/PKK sorununun çözümünde önemli bir adım attı. Rejimin çöktüğü 8 Aralık 2024’te Suriye’nin güneybatısındaki Tampon Bölge’yi işgal eden ve Suveyda’daki ayrılıkçı Dürzi unsurları destekleyen İsrail’in oluşturduğu tehdit de devrim sonrası önemli bir sorun olarak duruyor. Konuya dair dün Washington Post gazetesine röportaj veren Şara, İsrail ile güvenlik anlaşmasına ulaşmak için önemli bir mesafe katettiklerini söyledi. İsrail’in anlaşma için şart koştuğu Suriye’nin güneyinin silahsızlandırılması talebine değinen Şara, bunun gerçekleştirilmesinin söz konusu olmadığını söyleyerek Tel Aviv’e mesaj gönderdi.
Röportajda, İsrail’in Esed rejiminin devrilmesinin ardından Suriye’de varlığını artırdığını ve topraklarındaki işgalini genişlettiğini hatırlatan Şara, Aralık 2024’ten bu yana Tel Aviv’in saldırılarına, ülkenin yeniden inşasına odaklandıkları için karşılık vermediklerini vurguladı. Şara, İsrail’in Suriye topraklarındaki işgalinin güvenlik endişelerinden değil yayılmacı politikalarından kaynaklandığını ve nihai anlaşmaya varmak için 8 Aralık 2024 öncesi sınırlarına çekilmesi gerektiğini dile getiren Şara, “Güneyin silahsızlandırılması halinde eğer kaos çıkarsa orayı kim koruyacak? Bu askerden arındırılmış bölge, bazı kesimler tarafından İsrail’e saldırmak için bir üs olarak kullanılırsa bunun sorumluluğunu kim üstlenecek?” değerlendirmesini yaptı.
İsrail’in sürekli bahane üreterek topraklarını genişletme yoluna gittiğini söyleyen Şara, Suriye’nin devrim sonrası hiçbir komşu ülkeye tehdit arz etmediğini ifade etti. İsrail ile güvenlik anlaşmasına ulaşılması için yürütülen müzakerelerin ABD Başkanı Donald Trump tarafından da desteklendiğini hatırlatan Şara, İsrail’in önce “kendini koruma” gerekçesiyle Golan Tepeleri’ni işgal ettiğinin, ardından burayı “koruma amacıyla da Suriye’nin güneyinde şartlar dayattığının” altını çizdi. Şara, “Yani birkaç yıl sonra belki de Suriye’nin güneyini korumak için Suriye’nin merkezini işgal edecekler. Böyle böyle Münih’e ulaşacaklar” diyerek İsrail’in yayılmacı emellerinin sonunun olmadığına dikkat çekti.
Öte yandan, Esed rejiminin devrilmesinin ardından Tampon Bölge’ye kuvvet gönderen işgalci İsrail ordusu, buradaki ihlallerini de sürdürüyor. Suriye haber ajansı SANA’nın haberine göre İsrail ordusuna bağlı bir birlik, dün bölge içindeki Kuneytra iline bağlı Ebu Gara köyü ile Suveyse köyü arasında kontrol noktası kurarak giriş ve çıkışları engelledi. Haberde, İsrail’in dün Kuneytra kırsalındaki Samdaniyye ve Muşeyrife köylerine de girdiği hatırlatıldı. Bölge sakinlerinin günlük yaşamını olumsuz etkileyen bariyerler, bölgeye erişimi ciddi ölçüde kısıtlıyor. İsrail, 1974 tarihli Kuvvetlerin Ayrılması Anlaşması’nı, uluslararası hukuku ve ilgili Birleşmiş Milletler kararlarını ihlal ederek Suriye topraklarına yönelik saldırılarına devam ediyor.