Bahçeli PKK kurucu önderliğinin açıklamasını makul bulup DEM’e çaktı: ‘Berrak suyu bulandırmanın manası yok’

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Siyaset ve Liderlik Okulu 22. Dönem Sertifika Töreni’nde konuştu. MHP lideri, DEM Partili isimlerin açıklamalarına da değinerek “PKK’nın kurucu önderliğinin mesajları makul, müspet, muteber ve muayyendir. Bu mesajın hilafına kamuoyuna maksatlı açıklamalar yapmanın, süreci çarpıtmanın ve berrak suyu bulandırmanın hiçbir mana ve ehemmiyeti yoktur” ifadelerini kullandı.

İmralı ziyareti sonrasında DEM Parti’den yapılan yazılı açıklamada “Görüşmenin içeriğinin eksik ve öznel yorumlarla aktarılması; Öcalan’ın bu süreçteki tarihsel rolünü daraltma ve tartışmaya açma riskini barındırmaktadır” denilmişti. Öte yandan DEM Partili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Öcalan ‘YPG koşulsuz şartsız tüm silahlarını bırakıp kendini PKK gibi lağvedecek’ dememiş. Doğru mu?” sorusuna “Evet” yanıtını vermişti.

Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları:

“Siyaset ve Liderlik Okulu’nun 22. dönemine katılan kardeşlerimi huzurlarınızda yürekten kutluyor, başarılar diliyorum. Siyaset ve Liderlik Okulumuz, 780’e ulaşan öğrencilerimize kapılarını açmıştır. İnsanın dini aklıdır, aklı olmayanın dini de yoktur. Aklın olmadığı yerde ahlak ve hürriyetin adaletinden bahsedilemez. Akıllarını kullanmak yerine şablon ezberlere sığınanların bizleri anlamlarını ve hakkımızı teslim etmelerini beklemiyoruz. Kutlu hedeflerimizin peşinden adım adım ilerliyoruz.

“ZOMBİYE DÖNEN, BİR BİRİNİ BOĞAZLAYAN VARLIK”

Bugünkü batılı hayat, batılı olduğu kadar sosyal ve ekonomik tarzıyla büyük çapta tatminsizliklere yol açmaktadır. İnsan yiyip içen, bohem bir hayatta sürüklenen, yapay zekadan sosyal medyanın zehriyle bir nevi zombiye dönen, bir birini boğazlayan varlık haline gelmektedir.

Asıl felaket bu değil midir? İnsanların sefil, şiddet sever, manevi değerlerden uzak bir hayat sürdürdüğü distopik toplum üzerimize gelmiyor mu?

“AHLAK KRİZİ DEĞİL Mİ”

Türk futboluna ve hatta Türk sporuna gölge düşürenlerin neden olduğu ahlaki krizin üzerine kafa yormamız gerekli değil midir? İnsanların birbirlerini boğazlamaları ahlak krizi değil midir? Yalan, dolan, iftiradan medet umarak siyasi diyalogları tıkamak bir ahlaki kriz değil midir? Belediyelerin kasıp kavuran rüşvet iddiaları ahlak krizi değil midir? İBB soygunu, milli hafızaya mıh gibi yerleşen ahlak krizi değil midir?

Adaletin devreye girmesine saldırmak, yargı mensuplarımıza saldırmak hem adalet hem ahlak krizi değil midir? Yeni nesil çeteler, çocuk yaştaki çocukların sahaya sürülmesi, uyuşturucu yaşının düşmesi bir ahlak krizi değil midir? Büyükçekmece Adliyesi’ndeki emanetleri çalmak bir ahlak krizi değil midir?

“ÖCALAN’IN MESAJLARI MAKUL, MESAJIN HİLAFINA AÇIKLAMA YAPMANIN MANA VE EHEMMİYETİ YOKTUR”

“Terörsüz Türkiye” hedefinin siyaset mantığı milli birlik ve kardeşliğimizin tahkimine odaklıdır. Bazı provakatif çıkışlara, Siyonist-emperyalist tazyik ve telkinlere, abuk sabuk ifadelere, tahrik ortamını canlandırmaya dayalı küstah ve kumandalı söylemlere rağmen aşama aşama, kademe kademe sonuca doğru gidiyoruz. Göz kamaştıran gelişmelerin muhatabı olmanın eşiğindeyiz, kıyısındayız. Sistemli ve şiddetli dedikodu anaforuna kapılmadan, yakamızı kaptırmadan, cesaret ve hamiyet izlerine basa basa yolumuzda ilerliyoruz.

“Terörsüz Türkiye” hedefini akıl, ahlak ve adalet aydınlığının ikram ve imkanıyla okuyor, küresel ve bölgesel tehditler karşısında tek yürek olmaktan başka seçenek görmüyor, tanımıyoruz. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 19’uncu toplantısını da 4 Aralık’ta yapmış, bu suretle İmralı’nın adaya giden milletvekili heyetine yaptığı açıklamalar görüşülmüştür.

PKK’nın kurucu önderliğinin mesajları makul, müspet, muteber ve muayyendir. Bu mesajın hilafına kamuoyuna maksatlı açıklamalar yapmanın, süreci çarpıtmanın ve berrak suyu bulandırmanın hiçbir mana ve ehemmiyeti yoktur. Çatışma ve gerilim çıkmazında nefes nefese kalan pek çok coğrafyanın aksine ülkemiz adil, hakkaniyetli, ahlaki temelli ve akılla bezeli barış mimarisini hayata geçirmektedir. Kim ki bunun önüne geçmeye yeltenirse iki cihanda da altından kalkamayacağı bir vebali omuzlamış demektir.

“ELBETTE BOZKURTUM ÖYLE DE GÖÇÜP GİDECEĞİM”

Cizre provokasyonu, Kandil’den yapılan bazı sorumsuz ve sakat açıklamalar bizi yıldıramayacaktır. Bozkurtluğumuza gelince; ben elbette bozkurtum. Ecel aman verdiği müddetçe bozkurt olacağım, öyle de göçüp gideceğim. Barış kuşunun ikinci kanadı inşallah takılacak ve uçuşunu herkes görecektir. İşbirliğinden yanayız. Konuşma ile anlaşmayla sağduyu ile açığı aramakla değil kapatmakla uğraşmalıyız.

Mesud Barzani “Görünen o ki; o hâlâ eski Bozkurt, sadece şimdi koyun postuna bürünmüş” ifadelerini kullanmıştı.

Son yüzyıl içinde yakaladığımız tarihi fırsatı elimizden kaçıramayız. Kürt kardeşlerimizin alayını hasretle muhabbetle hürmetle kucaklıyoruz. Tereddüt göstermeyiniz, zekaya sınır çekilmez. Hayal etmekten korkmayınız. Uyanık ve uzak görüşlü olmaktan vazgeçmeyiniz. Ülkenize, ülkünüze, ilkelerinize bağlı kalınız.

Ayrıntılar geliyor…