Türkiye ile İran arasındaki ticaret ve ulaştırma ilişkilerinde yeni bir dönemin kapısı aralanıyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi’nin 30 Kasım’da Tahran’da yaptıkları basın toplantısında, sınırların daha etkin kullanılması, lojistik kapasitenin artırılması ve bağlantısallığın güçlendirilmesinin artık kaçınılmaz hale geldiğinin vurgulanmasının ardından Gelincik–Közereş Sınır Kapısı’nda somut adımların atıldığı öğrenildi.
Dünya Gazetesi’nden Nagihan Kalsın’ın haberine göre iki ülke teknik heyetlerinin 30 Eylül 2025’te gerçekleştirdiği toplantıda, uzun süredir gündemde olan Gelincik–Közereş Sınır Kapısı’nın tam konumu belirlenerek tutanağa bağlandı. Ankara ve Tahran’ın siyasi iradesini açık biçimde ortaya koyduğu süreç, Van iş dünyası tarafından bölgesel kalkınma, sınır ticareti ve istihdam açısından kritik bir eşik olarak değerlendiriliyor.
MEVCUT KAPILARIN YÜKÜ AZALACAK
Gelincik–Közereş Sınır Kapısı’na ilişkin teknik süreçte belirleyici aşama geçildi. Türkiye ve İran teknik heyetleri arasında 30 Eylül 2025’te gerçekleştirilen toplantıda, sınır kapısının tam yeri ortak saha incelemeleriyle belirlenerek tutanak altına alındı. Bu adım, hem yolcu hem de yük taşımacılığını rahatlatacak yeni bir güzergâhın önünü açarken, mevcut kapılar üzerindeki baskının azaltılmasını da hedefliyor.
Türkiye ile İran arasındaki başlıca sınır kapıları; Ağrı’daki Gürbulak–Bazargan, Van’daki Kapıköy–Razi demiryolu kapısı, Hakkâri’deki Esendere–Serow ve Iğdır’daki Borualan kapıları olarak öne çıkıyor. Özellikle Gürbulak’ın ticarette, Kapıköy’ün ise demiryolu transitinde artan yükü, yeni bir kapının gerekliliğini daha görünür hale getiriyor. Gelincik–Közereş Sınır Kapısı’nın faaliyete geçmesiyle Türkiye–İran hattında ulaştırma alternatiflerinin çeşitleneceği, mevcut kapılardaki yoğunluğun hafifleyeceği ve Van’ın bölgesel ticarette daha güçlü bir rol üstleneceği öngörülüyor. Ankara ve Tahran’ın verdiği güçlü siyasi mesajlar, sınır ticaretinde yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendiriliyor.