FETÖ ile bağlantılı eski polis müdürleri ve askerlerin yanı sıra firari eski savcı Zekeriya Öz’le irtibatlı olduğu iddiasıyla 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan dönemin ABD İstanbul Başkonsolosluğu irtibat görevlisi Metin Topuz, 6 yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi.
Topuz’un FETÖ/PDY üyesi olduğu iddiasıyla 15 yıla kadar hapis talebiyle yargılandığı dava 11 Haziran 2020’de karara bağlanmıştı. Mahkeme, Metin Topuz’u 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırmıştı. Topuz, denetimli serbestlik kararıyla tahliye edildi.
4 SUÇTAN BERAAT KARARI VERİLMİŞTİ
Mahkeme, sanık Topuz’un “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme”, “Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme”, “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” ve “Gizliliğin ihlali” suçlarından ise beratına karar vererek tutukluluk halinin de devamına hükmetmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Metin Topuz’un tutuklu ve hükümlü olarak cezaevinde kaldığı süre uyarınca 9 Kasım 2023 tarihinde denetimli serbestlik kararıyla tahliye edildiğini bildirdi.
ABD İLE İLİŞKİLER GERİLMİŞTİ
ABD’nin İstanbul Büyükelçiliği çalışanı Metin Topuz’a İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 2020 yılında “silahlı terör örgütüne yardım” suçlamasıyla verilen 8 yıl 9 aylık mahkumiyet kararının ardından, Ankara Washington hattı sert açıklamalarla gerilmişti.
ABD DIŞİŞLERİ BAKANI TWEET ATMIŞTI
Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ise Topuz hakkında verilen hapis cezasına X (eski adıyla) Twitter hesabından sert ifadelerle tepki göstermişti.
Kararın ivedilikle bozulmasını beklediklerini kaydeden Pompeo, tepkisini, “Türk mahkemesinin Metin Topuz’u mahkum etme kararı bizi derinden rahatsız etmiştir. Karar, Türk Amerikan ilişkilerini baltalamaktadır. Mahkumiyeti destekleyecek güvenilir bir kanıt yoktur ve umarız hızlıca üst mahkeme tarafından bozulur. Yetkililerimiz, Topuz’a yönelik İstanbul’daki tüm duruşmaları izledi. Kararı destekleyici güvenilir hiçbir kanıt görmedik. Sonuç olarak karar, Türkiye’nin kurumlarına olan güveni ve Türk-Amerikan ilişkilerinin temelindeki güveni sarsmaktadır” sözleriyle dile getirmişti.
ADALET BAKANLIĞI TEPKİ GÖSTERMİŞTİ
ABD, yargılamada güvenilir kanıt bulunmadığını belirtirken dönemin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, kararı eleştiren ABD makamlarına X (eski adıyla Twitter) hesabından, “Türk yargısı bağımsız ve tarafsızdır; emir alacağı tek merci Anayasa ve kanunlardır. Hiçbir ülke, kişi, kurum veya merci Türk mahkemelerinin adil yargılamasına etki ve telkinde bulunamaz.” açıklamasında bulunmuştu.
Adalet Bakanlığı ise yaptığı açıklamada “ABD makamlarının Metin Topuz davası hakkındaki açıklamaları son derece talihsiz ve yargı bağımsızlığı ilkesi bakımından düşündürücüdür. ABD’li muhataplarımız, derin hayal kırıklığı yaşatan bir dava arayışındaysa, onlara FETÖ’nün kurduğu ihanet pazarından satın alınan tanıklarla, sahte ve sözde delillerle yürütülen Hakan Atilla yargılamasına bakmalarını tavsiye ediyoruz. Bağımsız ve tarafsız Türk yargısı, verdiği kararlarla herhangi bir ülkeyi ikna etmek durumunda değildir” ifadelerine yer vermişti.
METİN TOPUZ KİMDİR?
17-25 Aralık öncesi, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili olan firari Zekeriya Öz ve operasyonu düzenleyen emniyet müdürleri ile düzenli olarak telefonla görüştüğü iddia edilen ve tutuklanan ABD Başkonsolosluğu’nda görevli irtibat görevlisi Metin Topuz.
Metin Topuz, ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nda ülkenin uyuşturucu ile mücadeleden sorumlu güvenlik birimi DEA’nın, Emniyet Müdürlüğü’nün narkotik birimleriyle arasındaki teması sağlayan irtibat memuru olarak görev yapıyordu.
Topuz’un 1982 yılından bu yana konsoloslukta çalışıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 2016’daki darbe girişiminin ardından FETÖ ile bağlantılı olduğu düşünülen bazı savcı ve polis memurlarıyla irtibatı olduğu gerekçesiyle Topuz hakkında soruşturma başlattı.
Savcılık, Topuz’un özellikle 2013 ile 2016 yılları arasında FETÖ firarisi eski savcı Zekeriya Öz ve 17-25 Aralık’taki operasyonlarda görev yapan dönemin kumpasçı emniyet yetkilileri FETÖ’cü Yakup Saygılı ve İbrahim Şen gibi isimlerle telefon görüşmeleri yaptığının tespit edildiğini açıkladı.
Savcılık ayrıca, Topuz’un darbe girişimi öncesinde bu girişimde rol aldığı söylenen bazı FETÖ’cü askerlerle de temas kurduğunu öne sürdü.
Bu görüşmeler nedeniyle Topuz, Eylül 2017’de gözaltına alındı daha sonra ise tutuklandı.
Mart ayında yapılan duruşmada, savcı, esas hakkındaki mütalaasını okudu ve Topuz’un “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.
Mütaalada diğer suçlamalardan ise beraatine karar verilmesi istendi.
TÜRKİYE İLE ABD ARASINDA NELER YAŞANDI?
Metin Topuz’un tutuklanması, 2017 yılının sonlarında Türk-Amerikan ilişkilerinde ciddi bir kriz yaratmıştı.
Topuz’un tutuklanmasından “büyük rahatsızlık” duyduğunu belirten ABD, bu gelişmeye sert tepki göstererek, Türkiye’den yapılan göçmen olmayan vize başvurularını askıya aldı.
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada kararın gerekçesi, “Son zamanlarda yaşanan olaylar ABD hükümetini Türkiye’nin ABD misyonunun tesisleri ve personelinin güvenliğine ilişkin verdiği güvenlik taahhütlerini yeniden değerlendirmek zorunda bırakmıştır” olarak açıklanmıştı.
Türkiye de karşılık olarak ABD vatandaşlarına uyguladığı e-vize uygulamasını durdurdu.
Topuz’un tutuklanmasından birkaç ay önce de ABD’nin Adana Konsolosluğu’nda tercüman olarak çalışan Türk bir görevli de PKK ile ilgili yürütülen bir soruşturma kapsamında tutuklanmıştı.
Bir dönem, Türkiye’de ABD’nin diplomatik misyonlarında çalışan üç görevli ve en az altı ABD vatandaşı, ağırlıklı olarak Fethullah Gülen Yapılanması ile ilgili soruşturmalar kapsamında tutuklu durumdaydı.
Özellikle ABD vatandaşı Rahip Andrew Brunson’ın tutukluluğu, Washington yönetiminin Türkiye’ye yaptırım uygulamasına neden olmuştu.
Brunson ve diğer bazı diplomatik misyon çalışanları ile ABD vatandaşları serbest bırakıldı ve yürütülen görüşmelerle ilişkilerde bir normalleşme süreci başlatıldı.